22 Mayıs 2012 Salı

WE NEED TALK ABOUT KEVIN (2011)

Aslında son derece etkili bir konu yakalamışken, şansını analitik bir yaklaşımla kullanmayıp, konunun karizmasıyla harcayıp şarampolden çıkıyor film. Kevin'ın çocukluğunu oynayan şahane küçük oyuncu ne de Tilda Swinton kurtarabiliyor filmi; çünkü yetişkin Kevin'ı oynayan oyuncu büyük bir kast yanlışlığı olduğu gibi aynı zamanda bir odun parçası. Alacakaranlık Efsanesi filmlerinden ya da losyon reklamından fırlamış gibi bir tip. Filmin derinliğine çok sekte vuruyor. Zaten filmin en büyük gafı da Kevin karakteri. Niçin katil olduğunu asla anlayamıyoruz Kevin'ın. Hangi travma buna yol açtı belirsiz. Doğuştan bir yırtıcı, doğuştan bir katildi yanıtı çok zıt geçiyor. Oysa onu katil olmaya itecek bir şey yaşamadı. Film boyunca bunu görmedik. O çocukluğundan başlayarak zaten bir iblisti demeye getiriyor. Bu yaklaşım da filme çok zarar veriyor. Acı bir insan hikayesinden alıp, korku filmi yüzeyselliğine indirgiyor filmi. Ha bir korku filmi, bir thriller olarak pekala seyredilir. Oysa filmin birinci kişisi elbette Eva'ydı. Film bu noktada Eva'nın trajedisini anlatmaya daha çok yüklenmeliydi. Yönetmen Eva'ya da boş gözlerle bakınca, film de bu boşluktan nasibini almış. Gus Van Sant'ın Elephant'ıyla akrabalar ama büyük kuzen Elephant her şeyiyle çok daha iyi ve esaslı bir filmdi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder