29 Kasım 2010 Pazartesi

MONSTERS (2010)

Gareth Edwards'ın Cloverfield'la, District 9 arasında bir yerlerde duran, B serialin sularında yüzmesine rağmen oldukça etkileyici filmi. Buradaki yabancılaşma direk insanın üzerinden değil yaratıkların üzerinden anlatılıyor. İnsanın, diğer türlere ne denli sağır kaldığı ile ilgili bir yaklaşımı var. Ta ki onlar dünyayı yavaş yavaş işgal etmeye başlayana kadar. Sonra da dünyanın ortasında (Meksika) koskoca hastalıklı bir alan ilan ediyor insanlık ve hemen ötekileştiriyor bu dev titansı yaratıkları. Amerika ise Çin setti benzeri izole bir duvarın arkasında sanki artık dünyaya ait değilmiş gibi iletişimin kesildiği bir tür paranoya Tibet'ine dönüşmüş bu kaotik alternatif dünyada. Fakat sonunda kahramanlarımız filmin etkileyici finalinde, bu yaratıkların da eşi benzeri bulunmaz şahane evrensel varlıklar olduğuna bizzat kendileri tanık olurlar. Bu düşman belledikleri korkunç yaratıklar sevebilmektedir! Bir aşk dansları bile vardır. Evren, dolayısıyla dünya onların da evidir. Tüm varlıkların!


Monsters, başkalaşım göstermiş dünyası ile bağımsız sinemanın iddiasız ama yine de cesur bir örneği. Ben çok sevdim bu canavarları. Gareth Edwards'ta eminim iyi işler yapacak ilerde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder