29 Aralık 2011 Perşembe

MONEYBALL (2011)

İşte gerçekçilikten ödün vermeyeceğim, olayı duygusal abartılara düşmeden anlatacağım derken, seyirciye bir öykü anlatmak değil, onun tarifini yapmak hatasına düşen, gerçekçiliği renksizlikle karıştıran bir film daha. Yalın, dramatik anlamda sonuna kadar işlenmemiş sahnelerle yürüyor film. Yürüyor ama minisküsden muzdarip bir beyzbolcu gibi hafiften topallayarak yürüyor. Böylelikle toplamda dramatik bir bütünlüğü yakalayamayıp bir tür özet anlatıma ulaşıyor en fazla. Bu haliyle bir kitaptan aktarıldığı da çok belli oluyor. Karşımızda sanki yazılar, sayılarla anlatılmış bir film var. Billy Beane'in kızıyla ilişkisinden, filme insancıl bir duygu katmak için medet umulmuş, ama o katkı da tutmamış filmin kimyası ile. Üstelik bir spor filmi olarak özgür ve cesur düşüncenin, kararlılık ve sebat gibi erdemlerin altını çizmeye çalışıyor, ama beyzbol gibi bir sporla insan duygusunu anlatacak bir evrenselliği yakalayamıyor. Oyunculuklar da son derece minimal. P. Seymour Hoffman gibi kaliteli bir oyuncu, böyle bir oyuncu yönetimi yüzünden kep giymiş bir odun parçasını geçemiyor etki olarak. Brad Pitt ise baş rol mankeni olarak takılıyor maalesef. 7.9 İMDB puanına rağmen karşımızda içi boş, bizi hiç ilgilendirmeyen, üstelik toplumumuza ve insanımıza da oldukça yabancı dandik bir film var sonuç olarak. Bennett Miller, Capote'de göz doldurmuştu, ama Moneyball'da gözden düşüyor. Bir dahaki sefere artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder