7 Kasım 2010 Pazar

AMERİKAN SİNEMASI

Öğrenilmesi gereken bir çöplük. Amerikalılar aslında bu işte amele gibi çalışır ve hep vasat işler çıkarırlar. Bazı özel örnekler dışında hep paraya giderler. Şık filmler yaparlar ama; Amerikan sinemasına acırım aslına bakılırsa. Sadece Jöne ile Karo (Jeunet & Caro) bile bu kaliteli yetersizliği defalarca ispatladılar. Şarküteri'ye, Kayıp Çocuklar Şehrine, Amelie'ye bak anlarsın. Bunlar, ilgili olanakların feriştahına sahip olmalarına rağmen Amerikalılar'ın asla yapamayacağı filmlerdir. Daha niceleri var.


Yine de öğrenilmesi, çalışılması gereken bir çöplüktür sonuçta Amerikan sineması. Sinema Amerika'nın milli sporudur da ondan. Ronıld Regın'ın başkanlık yaptığı, Arnold Şivez-zeneger'in 'nin vali seçildiği bir ülkenin sinemasından bahsediyoruz. Biz de hiç Jüneyt siyasete atılmamıştır mesala. Neden biliyor musunuz? Çünkü atılamaz. Bu Bülent Ersoy'un kültür bakanı olmasını kabul etmek gibi bir şey olurdu. Türkiye'de böyle şeyler prim görmez. Ama Amerikada Avusturyalı bir et yığını Kaliforniya valisi olabiliyor. İşte sinemanın gücü. Konan'ı bile vali yapar. Keza Klinton oval ofiste ne filmler çevirmişti. Gözünü sevdiğimin Amerikan sineması.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder