Guillermo Del
Toro'yu severim. Bana göre Blade 2'de belli etmişti kendini. Ayrıca Devil's
Back Bone ve Pan'ın Labirenti iyi filmlerdir. Hell Boy'ları da hatırı için seyretmiştik. Üstelik Ron
Pearlman abimizin varlığı yeterdi. Hem de Hell Boy'u sinemada görmek güzeldi.
Lakin Pacific Rim bir harala gürele kakafonisi olmuş. Anlaşılan o ki, Guillermo
filmin etkin bir öyküsü yoksa, diğer Hollywood'a transfer olan yönetmenler gibi
kişiliksizleşiyor. Sanırım Producer olarak daha başarılı geçtiğimiz zaman boyunca. Timur Bekmambetov'un başına gelenin aynısı. Neydi o
Abraham Lincoln Vampire Hunter rezilliği. Neyse, bu gürültü patırdı ve aşırı
teknolojik Transformers vs Godzilla tadındaki gösteri beni hiç açmadı. Bir tek
bizim Charlie’nin (Allways Sunny) deli tepelek varlığı bir şeyler katmaya
çalışıyordu filme.
Hiç olmazsa Kaiju denen, dünya dışı dev yaratıklar hakkında
daha çok açıklamamız olsaydı ya da komutan Stacker (İdris Alba) daha az
vatanseverlik nutukları atsaydı. Sayacak çok olumsuz şey var, bunları saymak
yerine, sıradan bir Hollywood filminin ötesine geçememiş diyelim film için. Ama
en geçerli yazıklanma keşke filmin bir öyküsü olsaydı. Guillermo’ya böylesi
daha çok yakışırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder